maslak şahini…

Dün atölye’de çalışırken Serdar Abi’nin telaşlı koşuşu, bizi de telaşlandırdı…”Koşun, koşun şahin, kartal gibi bir şey var, yakalayalım” diye gelince,  “neden kartal, şahin gibi bir arabanın peşinden koşuyoruz, ne saçma” diye düşündüm…Ama gerçek şuymuş ki, Maslak’taki Atatürk Oto Sanayi’nin orta yerine bir şahin düşüvermiş…Kargalar feryat figan etrafında dönüyorlarmış meğerse bir süredir hayvanın…Seslerini duysak da yavrulama mevsimindeki kargaların herhangi bir şeyi tehdit olarak algıladıklarını düşündük ama bu tehdidin şahin olduğunu nereden bilelim…İlk önce yaralı sandık, Arda yavaşça üzerini bir şeyle örtüp yakaladı kuşu…Hemen çevremizdeki kuş gözlemcisi, biyolog, tanıdık, tanımadık kim varsa aradık…İlk gelebilen Beykan oldu…Bir sürü yabani kuşla yaşamını paylaşmış Beykan…Kuşu sakinleştirip, kanadını/bacağını kontrol etti…Neyse ki yaralı değilmiş…Sabah “bir serçe arkadaşım olsun” derken gelen şahinle büyülendim…
Dün gece karanlıkta salmak istemediğimiz için, bir gece evimizde misafir ettik bu güzel yaratığı…Eve gelip karanlık bir yerde tüneyebileceği bir kütük ayarlayınca ona, sakince uyumaya başladı…İşte bu çok garip bir duygu…Vahşi bir hayvan size güveniyor ve sakince uyuyor…
Sabah erkenden kanat sesleri uyandırdı bir ara beni…Kanatlarını geriyordu sanırım…Uyandık hep beraber, vakit ayrılma vakti oldu…Arda’yla evin biraz ilerisindeki  koruya bakan açıklıkta azıcık karnını doyurduktan sonra yavaşça göğe bıraktık güzel şeyi…

İki kanat çırpımı sonra süzülerek uzaklaşışını tüylerim diken diken izledim, yeniden büyülendim…

Şimdi durup durup bu anın inanılmazlığına gülümsüyorum…

s.

Yorum bırakın